Peygamberimiz'in (sav) döneminden kutsal alıntılar.
Dikkat, bu websitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanmaktayız. Eğer çerezler hakkında bilgi sahibi değil iseniz daha fazla bilgi için buraya tıklayın.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah'ın en ziyade sevdiği isimler Abdullah ve Abdurrahman'dır."
Hz. Peygamber (sav) Ya'la, Bereket, Eflah, Yesar, Nafi' ve benzeri isimlerin kullanılmasını yasaklamayı arzu etmişti. Sonra onun bu mevzuda sükut ettiğini gördüm. Sonra da yasaklamadan vefat etti." Ebu Davud'un rivayetinde şu ziyade mevcuttur: "...Zira kişi "Bereket burada mı?" diye sorar da "hayır yok!" diye cevap verirler. (Hadisin metni Müslim'e aittir)
Mekke'de Abdullah İbnu Zübeyr (ra)'e hamile kalmıştım. Doğum yaklaşmıştı ki, Mekke'yi terkettim ve Medine'ye geldim, Kuba'ya indim. Abdullah'ı orada dünyaya getirdim. Doğunca, bebeği alıp Resulullah (sav)'a götürdüm, kucağına bıraktım. Resulullah (sav) bir hurma istedi, ağzında çiğneyerek ezdikten sonra, tükrüğünden çocuğun ağzına bıraktı. Abdullah'ın midesine ilk inen şey Resulullah (sav)'ın mübarek tükrükleri idi. Sonra (yumuşattığı o) hurma ile çocuğun damağım oğdu, hakkında bereketle dua etti ve Abdullah ismini verdi. Müslüman aileden ilk doğan çocuk bu idi. (Medine'de bütün Müslümanlar) onun doğumuna çok sevindiler. Çünkü "Yahudiler size sihir yaptılar, asla doğum yapamayacaksınız" diye bir şayia çıkarılmıştı."
Bir oğlum doğmuştu. Hemen Resulullah (sav)'a getirdim, İbrahim ismini verip bir hurma ile tahnikde bulundu. Sonra da "Mübarek olsun" diye dua buyurdu ve çocuğu bana geri verdi. Bu çocuk, Ebu Musa'nın en büyük evladı idi.
Abdullah İbnu Ebi Talha'yı doğduğu zaman Resulullah (sav)'a götürdüm. Bebek bir bez içerisinde idi. Vardığımızda Resulullah (sav) devesine katran sürüyordu. "Beraberinde hurma da getirdin mi?" diye sordu, "Evet" dedim ve birkaç tane hurma verdim. Onları ağzında çiğnedi, sonra çocuğun ağzını açtı. Ağzına tükrüğü püskürttü. Bebek, yalamaya başladı. Bunun üzerine Resulullah (sav) "Ensar'ın hurma sevgisine bakın (doğar doğmaz başlıyor)" diye latife etti ve çocuğu Abdullah diye isimledi. (Hadisin metni; Müslim'deki metindir.)
Bir gün Resulullah (sav) Baki'de idi. Kulağına bir ses geldi: "Ey Ebu'l Kasım!" diyordu. Başını sese doğru çevirdi. Seslenen adam: "Ey Allah'ın Resulü seni kastedmedim, ben falancayı çağırdım" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "İsmimi isim olarak koyun, fakat künyemi kendinize künye yapmayın!" buyurdu.
Bizden birinin bir oğlu oldu. İsmini Kasım koydu. Kendisine: "Sana Ebu'l Kasım künyesini vermeyiz. Bu künye ile seni şereflendirip memnun etmeyiz" dedik. Hz. Peygamber (sav)'a gelerek durumu arzetti. Resulullah (sav) bunun üzerine: "Oğlunun adı Abdurrahmandır" dedi. Bir rivayette şu ziyade var: "İsmimi isim olarak koyun, fakat künyemi künye yapmayın. Zira ben Kasım (taksim edici) kılındım. Aranızda taksim ederim." Ebu Davud'un bir rivayetinde şöyle buyrulmuştur: "Kim benim ismimi almışsa, künyem ile künyelenmesin. Kim de künyem ile künyelenmişse, ismimle isimlenmesin."
Ben, Necran'a gelince bana sordular: Sizler şu ayeti okuyorsunuz: "Ey Harun'un kızkardeşi: Baban kötü bir kimse değildi..." (Meryem 28). Halbuki, Hz. Musa, Hz. İsa (a.s.)'dan yüzlerce yıl önce yaşamıştır. (Nasıl olur da Hz. İsa'nın annesi olan Hz. Meryem, Hz. Musa'nın erkek kardeşi olan Hz. Harun'un kızkardeşi olur?)" Ben Medine'ye Resulullah (sav)'ın yanına gelince, bu meseleyi ona sordum, şu cevapta bulundular: "Onlar, kendilerinden önce yaşamış olan peygamberlerinin ve salih kişilerin isimleriyle isimleniyorlardı."
Hz. Peygamber (sav) buyurdular ki: "Adil olanlar, kıyamet günü, Allah'ın yanında, nurdan minberler üzerine Rahmanın sağ cihetinde olmak üzere yerlerini alırlar. -Allah'ın her iki eli de sağdır- Onlar hükümlerinde, aileleri ile velayeti altında bulunanlar hakkında hep adaleti gözetenlerdir."
Resulullah (sav)'a gelmiştim. Kapıyı çaldım: "Kim o?" buyurdular. "Benim!" dedim. (Beni almak üzere) çıktı ama: "Ben! Ben!" diye söyleniyordu. (Belliydi ki kendimi tanıtma tarzını) beğenmemişti."
Allah(c.c.) sizlerden ve cümle İslam aleminde ki bütün kardeşlerimizden razı olsun.