Hadislerimiz

Peygamberimiz'in (sav) döneminden kutsal alıntılar.

Hoşgeldiniz, Hayırlı Geceler

Dahaya

Asım İbnu Küleyb babasından, o da Mücaşi' es-Sülemi (ra)'den haber veriyor. Onun rivayeti üzere: "Resulullah (sav): "Koyunun kuzusu, keçiden ikinci yaşına basanın gördüğü vazifeyi görür" buyurmuştur.

Resulullah (sav), (kurbanlık olarak keseceğimiz hayvanın) göz ve kulaklarına dikkat etmemizi, "Kulağı önden delinmişi veya arkadan delinmişi veya ortadan yarılmışı, veya yuvarlak delinmişi kurban yapmayın" diye emretti.

Bera (ra)'dan naklen, Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini rivayet etmiştir: "Kurbanlıklarda körlüğü belli olan kör, hastalığı açıkça belli olan hasta, (yürümeye mani olacak derecede) topallığı açık olan topal, iliği kurumuş zayıf hayvanın kurban edilmesi caiz değildir."

Utbe İbnu Abd es-Sülemi'ye gelip: "Ey Ebu'l-Velid! Kurbanlık almak için çıkmıştım, hoşuma giden bir şey bulamadım. Azıları dökülmüş bir şey vardı, ona da gönlüm razı olmadı. Siz ne dersiniz?" diye sordum. "Onu bana getirmedin mi?" demesin mi? "Sübhanallah," dedim, "yani o, senin için caiz de benim için mi caiz değil?" "Evet, öyledir," dedi. "Sen şüphe ediyorsun, ben etmiyorum. Bilesin ki, Resulullah (sav) şunları yasakladı: "Kulağı dibinden kesik, boynuzu dibinden çıkmış, gözünün biri oyulmuş, (zayıflığı, dermansızlığı sebebiyle sürüden kalıp) yatır olmuş, ayağı kırılmış."

İbnu Ömer (ra) şu açıklamayı yapmıştır: "Kurban günleri, yevm-i nahr'den sonra iki gündür." İmam Malik der ki: "Bana, bunun aynısı Ali İbnu Ebi Talib (ra)'den de ulaştı."

Resulullah (sav) yevm-i nahr'de alacalı, boynuzlu ve iğdiş edilmiş iki koç kesti. Koçları kesmek üzere (yatırıp kıbleye) yöneltince: "Şüphesiz ki ben, bir muvahhid (Allah'ı bir tanıyıcı) olarak yüzümü o gökleri ve yeri yaratmış olan Allah'a yönelttim. Ben müşriklerden değilim" ve "Şüphesiz benim namazım da, menasikim de, hayatım da, ölümüm de hiçbir ortağı olmayan, alemlerin Rabbi Allah'ın dır. Ben böylece emrolundum. Ben (bu ümmette) Müslüman olanların ilkiyim" (En'am 162) (ayetlerim okudu ve:) "Ey Rabbim (bu kurban bize) sendendir, senin rızan için (kesiyoruz) ve sana (ulaşacak)tır. Ey Rabbim, Muhammed ve ümmetinden bunu kabul buyur. Bismillahi vallahu ekber!" deyip, sonra koçu kesti.

Resulullah (sav) buyurdu ki: "Allah Teala hazretleri, her şeyde iyiliği emretmiştir. Öyleyse öldürdüğünüz zaman öldürmeyi iyi yapın. Kesecek olursanız kesmeyi iyi yapın. Bıçağın ağzını bileyin. Hayvana (zahmet vermeyin) rahat ettirin."

Ebu'l Uşera Üsame İbnu Malik İbnu Kahtam babasından anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulü," dedim, "kesme işi sadece boğazdan ve gırtlaktan (lebbe) değil midir, (hayvanın başka yerinden de olur mu?)" Şu cevabı verdi: "(Mızrağını hayvanın) dizine saplarsan sana o da kifayet eder." (Tirmizi: "Bu, zaruret haline mahsustur" der. Ebu Davud da: "Bu, (yüksekten) düşen bir hayvanın kesimiyle ilgilidir" demiştir)

Beni Hariseli bir adamdan rivayet eder ki: "Bu zat bir sağmal deveyi gütmekte iken ölmek üzere oldugunu farkeder. Beraberinde, hayvanı kesebilecek bir şey de bulamaz. Eline geçirdiği bir kazığı devenin ümmüğüne saplar, kanını akıtır. Sonra durumu Resulullah (sav)'a haber verir. Efendimiz yemesini söyler."

Bir kurt bir koyunu dişlemişti, derhal keskin bir taşla kestiler. Resulullah (sav) yenmesine ruhsat verdi.

Allah(c.c.) sizlerden ve cümle İslam aleminde ki bütün kardeşlerimizden razı olsun.

La ilahe İllallah Muhammed'ur Resulullah


Vintage vektörleri Freepik tarafından tasarlanmıştır.

Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Bu sayfadan alıntı yaparak veya kopyalayarak herşeyi kullanabilmeniz ticari ve gelir getiren amaçlar hariç herşey için serbesttir.

2012, Hadislerimiz.com