Peygamberimiz'in (sav) döneminden kutsal alıntılar.
Dikkat, bu websitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanmaktayız. Eğer çerezler hakkında bilgi sahibi değil iseniz daha fazla bilgi için buraya tıklayın.
Mesleme (ra) ile birlikte Rum diyarına girdik. Ganimetten çalan bir adam getirildi. Mesleme, bu mesele hakkında Salim'e sordu. Salim şu cevabı verdi: "Babam'ı (Abdullah İbnu Ömer) (ra) dinledim, babası Ömer (ra)'den naklen Resulullah (sav)'ın şu sözünü rivayet etmişti: "Kim ganimetten çalarsa, (bütün) eşyasını yakın, kendisini de dövün." Salih İbnu Muhammed devamla der ki: "Adamın eşyası arasında bir Mushaf bulduk. Salim'e bunun hakkında da sorduk (yakalım mı? diye). "Onu satıp, bedelini tasadduk edin!" buyurdu.
Resulullah (sav) aramızda olduğu halde biz Veda Haccından bahsederdik ve Veda Haccının ne olduğunu bilmezdik. (Veda Haccında Resulullah (sav) Allah'a hamd ve sena edip sonra da Mesih Deccal'ı mevzubahis etmişti, sözü onun hakkında epeyce uzatıp şunları da söylemişti: "Allah'ın gönderdiği her peygamber, ümmetini onunla korkuttu. Hz. Nuh (a.s) ve ondan sonra gelen bütün peygamberler onunla korkuttular. Bilesiniz o, aranızdan çıkacaktır. Onun şe'ninden (yapacağı icraatler) hiç bir şey size gizli kalmayacak. Çünkü sizlere gizlemez. Rabbinizin gözü kör değildir. Halbuki onun sağ gözü kördür. Onun gözü pertlek bir üzüm gibidir. Haberiniz olsun! Allah sizlere birbirinizin kanını, malını haram kıldı, bunlar şu günlerinizin, şu beldenizdeki haramlığı gibi haramdır. Acaba tebliğ ettim mi?" (Resulullah (sav)'ın bu sorusuna cemaat hep bir ağızdan: "Evet" diye cevap verdi. Bunun üzerine üç sefer: "Ya Rab şahid ol! Ya Rab şahid ol! Ya Rab şahid ol!" dedi ve tekrar cemaate yönelerek: "Vah size!" veya "Eyvah size! Benden sonra dönüp birbirlerinizin boyunlarını vuran kafirler olmayın!" dedi.
Abdullah İbnu Sa'd İbni Ebi's'Sarh, Hz. Peygamber (sav)'e katiplik yapıyordu. Şeytan ayağını kaydırdı; adam irtidad ederek kafirlere sığındı. Resulullah (sav) Fetih günü, onun öldürülmesini emretti. Ancak, Hz. Osman (ra) onu himayesi altına aldı. Resulullah da bu himayeyi tanıdı.
Resulullah (sav) develerini çalanların (el ve ayaklarını) kestiği, gözlerini de ateşle oyduğu zaman, Allah zülcelal hazretleri, Hz. Peygamberi itab etti ve mesele üzerine şu iyeti inzal buyurdu: "Allah ve Resulüne harp açanların cezası..." (Maide 33).
Hz. Ömer (ra)'i hutbe verirken dinledim. Şöyle demişti: "Allah Teala hazretleri Muhammed (sav)'a hak (din ile) gönderdi ve O'na Kitaba indirdi. Bu indirilenler arasında recm ayeti de vardı! Biz bu ayeti okuduk ve ezberledik. Ayrıca, Resulullah (sav) zina yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum: Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıp: "Biz Kitabullah'da recm cezasını görmüyoruz (deyip inkara sapabilecek ve) Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terkederek dalalete düşebilecektir. Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinaları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- sübüt bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teala' nın kitabına ilavede bulundu" demeyecek olsalar, recm ayetini (Kitabullah'a) yazardım."
Allahu Teala Kur'an-ı Kerim'inde: "Kadınlarınızdan fuhşu irtikab edenlere karşı içinizden dört şahid getirin. Eğer şehadet ederlerse -onları ölüm alıp götürünceye, yahud Allah onlara bir yol açıncaya kadar- kendilerini evlerde alıkoyun (insanlarla ihtilaftan menedin)" buyurdu. (Nisa 15). Cenab-ı Hakk, bu ayette (zina meselesinde) önce kadını zikrettikten sonra, erkeği kadınla birlikte ele alarak şöyle demiştir: "Sizlerden fuhşu irtikab edenlerin her ikisini de (kınayarak) eziyete koşun. Eğer tevbe edip (nefislerini) ıslah ederlerse artık onlara (eziyetten) vazgeçin. Çünkü Allah tövbeleri çok kabul eden, en çok esirgeyendir" (Nisa 16). Cenab-ı Hakk bu ayeti, celde ayetiyle neshederek şöyle buyurdu: "Zina eden kadınla zina eden erkekten her birine yüzer deynek vurun. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız bunlara, Allah'ın dinini tatbik hususunda, acıyacağınız tutmasın. Mü'minlerden bir zümre de bunların azabına (bu cezalarına) şahid olsun" (Nur 2). Sonra Nur süresinde recm ayeti nazil oldu. Önceki (celdeyi emreden) vahiy, bekar (zani) içindi. Sonra recm ayeti tilavetten kaldırıldı, ancak hükmü baki kaldı." (Bu rivayetin "...yüzer deynek vurun" ibaresine kadar olan kısımı Ebu Davud'a aittir, mütebakisini Rezin ilave etmiştir.)
Sa'd İbnu Ubade (ra): "Ey Allah'ın Resulü, ne buyurursunuz, zevcemi bir erkekle yakalarsam dört şahid getirmek için bekleyecek miyim?" diye sordu. Resulullah (sav): "Evet bekleyeceksin!" dedi. (Müslim ve Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde: "Bir adam, karısının yanında bir yabancı yakalasa onu öldürebilir mi ne dersiniz?" diye sorar, Resulullah (sav): "Hayır!" deyince, Sa'd: "Bilakis evet! Seni hak dinle şereflendiren Allah'a yemin ederim, fırsatı yakalarsam ondan önce kılıncımı işletirim" der. Resulullah (sav): "Efendinizin ne söylediğine bakın!" buyurur.)
Resulullah (sav)'a, muhsan olmayan cariye zina yaparsa ne gerekir? diye sorulmuştu, şöyle cevap verdi: "Cariye zina yaparsa ona celde uygulayın, yine zina yaparsa yine celde uygulayın, yine zina yaparsa yine celde uygulayın ve sonra onu (kıldan mamul adi) bir ipe mukabil de olsa satın gitsin." (Bir rivayette: "(Efendisi) ona celde tatbik etsin, bir de ayıplamasın" denmiştir.)
Hz.Ali (ra) hutbede şöyle buyurdu: "Ey insanlar, kölelerinize -ister muhsan olsunlar, ister olmasınlar- haddleri tatbik edin. Zira, Hz. Peygamber (sav)'ın bir cariyesi zina yapmıştı, ona celde tatbik etmemi emretti. (Dövmek üzere) yanına geldim. Yeni nifas olmuştu. Döversem öldürürüm diye korktum. Durumu Resulullah'a arzettim. Bana: "İyi yapmışsın, iyileşinceye kadar ona dokunma" dedi."
Resulullah (sav)'ın sağlığında, namaz kılmak maksadıyla bir kadın evinden çıkmıştı. Yolda ona bir erkek rastladı. Kadına çullanıp ihtiyacını giderdi. Kadın bağırdı, adam ise sıvıştı gitti. (Çığlığı üzerine) kadına bir erkek uğramıştı. Ona başından geçeni anlatıp, bir adam bana böyle böyle yaptı dedi. Sonra, bir grup muhacire rastladı, başından geçeni onlara da anlatıp: "Bir adam bana böyle yaptı!" dedi. Hep beraber yürüyüp, kadının kendisine tecavüz ettiği kimseyi yakalayıp kadına getirdiler. Kadın: "Evet bu odur?" dedi. Sonra adamı Hz. Peygamber (sav)'in yanına götürdüler. Resulullah adamın recmedilmesini emrettiği sırada, kadına tecavüz etmiş olan kimse kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü, suçlu benim!" diye itirafta bulundu. Resulullah (sav) kadına: "Git. Allah günahlarını affetti" dedi. Zan altında kalmış olan kimseye de güzel sözler söyleyip (gönlünü aldı). Mütecavizin recmedilmesini emretti ve recmedildi. Sonra Resulullah şunu söyledi: "Bu adam öyle bir tevbe ile tevbe etti ki, böyle bir tövbeyi Medine ahalisi yapsaydı kabul edilirdi." (Tirmizi şu ziyadede bulunmuştur: Vail (ra) Hz. Peygamber (sav)in kadına mehir takdir edip etmediğini zikretmedi.")
Allah(c.c.) sizlerden ve cümle İslam aleminde ki bütün kardeşlerimizden razı olsun.