Hadislerimiz

Peygamberimiz'in (sav) döneminden kutsal alıntılar.

Hoşgeldiniz, Hayırlı Sabahlar

Hudud

Dayım Ebu Bürde İbnu Niyar -beraberinde bir bayrak olduğu halde- bana uğradı. Kendisine nereye gideceğini sordum. "Resulullah (sav), bana babasının hanımıyla evlenen bir adamın kellesini getirmemi (ve malına da el koymamı) emretti, ona gidiyorum" diye cevap verdi.

Bir adam Resulullah (sav)'a gelerek ismini de verdiği bir kadınla zina yaptığını itiraf etti. Resulullah (sav) kadına adam göndererek meseleyi sordurdu. Kadın, zina ettiğini inkar etti. Bunun üzerine, adama hadd celdesi tatbik etti, kadına dokunmadı.

Bekr İbnu Leys kabilesinden bir adam, Resulullah (sav)'a gelerek, bir kadınla (itiraf ederek) dört kere zina yaptığını söyledi. Resulullah (sav) ona yüz sopa vurulmasına hükmetti. Zira adam bekardı. Sonra, kadın aleyhine beyyine sordu. Kadın: "Ey Allah'ın Resulü! Vallahi yalan söylüyor" dedi, bunun üzerine, Resulullah (sav) , adamı iftira (kazf) haddine, yani seksen sopaya mahkum etti.

Resulullah (sav)'a, Maiz İbnu Malik el-Eslemi (ra) gelerek: "Ey Allah'ın Resulü, ben nefsime zulmettim, zina fazihasını işledim, beni temizlemeni istiyorum" dedi. Resulullah (sav) onu reddetti (geri çevirip meselenin üzerine gitmedi). Ancak Maiz ertesi gün tekrar geldi. Yine: "Ey Allah'ın Resulü, ben zina fazihasını irtikab ettim!" diye ikinci sefer itirafta bulundu. Adamı ikinci sefer geri çeviren Resulullah (sav) adamın kavmine birisini yollayarak: "Onun aklında bir noksanlık biliyor musunuz, normal bulmadığınız bir davranışına rastladınız mı?"diye tahkik ettirdi. Ancak hep beraber: "Biz onu gördüğümüz kadarıyla, aramızdaki salih kişilere denk akıl (ve feraset) sahibi biliyoruz" dediler. Maiz üçüncü sefer müracaatta bulundu. Hz. Peygamber (sav) onlara yine birini göndererek adam hakkında sordurdu. Yine ne kendinde, ne aklında bir kusur olmadığını söylediler. Adam dördüncü sefer müracaat edince, ona bir çukur kazdırdı. Taşlanmasını emretti ve taşlandı. Ravi der ki: Gamidiye adında bir kadın da gelerek: "Ey Allah'ın Resulü, beni niye reddediyorsun. Görüyorum ki, beni de Maiz gibi geri çevirmek istiyorsun. Allah'a kasem olsun ben hamileyim de!" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Öyle ise hayır. Sen git ve çocuğu doğurunca gel" dedi. Kadın gitti, çocuğu doğurunca, bir beze sarılmış olarak çocukla geldi. "İşte çocuk, doğurdum!" dedi. Resulullah (sav): "Git, sütten kesinceye kadar emdir, sonra gel!" buyurdu. Kadın gitti, o çocuğu sütten kesince çocukla birlikte geldi. Çocuğun elinde bir ekmek parçası vardı. "Ey Allah'ın Resulü, işte çocuk, sütten kestim, yemek de yedi" dedi. Resulullah (sav) çocuğu alıp, Müslümanlardan birine teslim etti. Sonra bir çukur kazılmasını emir buyurdu. Göğsüne kadar derinlikte bir çukur kazıldı. Bundan sonra halka taşlamalarını emretti. Herkes taşladı. Halid İbnu Velid (ra) elinde bir taş ilerledi, başına attı. Kan yüzüne fışkırmıştı, kadına küfretti. Resulullah (sav) Halid'in kadına küfrettiğini işitince: "Ey Halid ağır ol!" dedi ve ilave etti: "Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal'e kasem olsun, bu kadın öyle bir tevbe yaptı ki, şayet alış-verişte sahtekarlık yapanlar aynı tevbe ile tevbe yapsalardı, onların bile mağfiretine yeterdi." Sonra Resulullah (sav) (tekfin) emretti. Kadının üzerine namaz kıldırdı ve defnedildi."

Resulullah (sav) zina yapmış olan bir kimse için celde ile hadd tatbik edilmesini emretti. Sonra, onun muhsan olduğu bildirildi. Bu sefer recmedilmesini emretti ve recmedildi.

Resulullah (sav)'a Cüheyneli, zinadan hamile kalmış bir kadın geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Ben bir hadd cürmü işledim, cezasını bana tatbik et" dedi. Resulullah (sav) da kadının velisini çağırıp: "Buna iyi muamelede bulunun. Çocuğu doğurunca kadını bana getirin!" buyurdu. Velisi öyle yaptı. (Doğumdan sonra gelince) Resulullah (sav) kadının elbisesini üzerine bağlamalarını emretti. Sonra taşlamalarını söyledi ve taşlandı. Üzerine cenaze namazı kıldırdı. (Bunu gören) Hz. Ömer: "Bu zaniye kadına namaz mı kıldırıyorsun?" dedi. Aleyhissalatu vesselam Efendimiz: "Bu öyle bir tevbe yaptı ki, onun tevbesi Medine ahalisinden yetmiş kişiye taksim edilseydi onların hepsini rahmete bandırırdı. Sen Allah için canını vermekten daha efdal bir amel biliyor musun?" diye cevap verdi.

İmam Malik diyor ki: "Bana ulaştığına göre, Hz. Osman (ra)'a evliliğinin altıncı ayında doğum yapan bir kadın getirildi. Derhal recmedilmesini emretti. Ancak Hz. Ali (ra): Cenab-ı Hakk, Kur'an-ı Kerim'de "(İnsanın anne karnında) taşınma ve sütten kesilmesi (müddeti) otuz aydır" (Ahkaf 15) buyuruyor. Keza bir başka ayette de: "Anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. (Bu hüküm) emmeyi tamam yaptırmak isteyenler içindir..." (Bakara 233) buyurmaktadır. Bu durumda hamilelik müddeti altı aydır." Bu açıklama üzerine Hz.Osman (ra) kadının geri gönderilmesini emretmişti, ancak kadın recmedilmiş bulundu.

İbnu Ebi Evfa (ra)'ya: "Resulullah (sav) hiç recm tatbik etti mi?" diye sordum. Bana: "Evet!" cevabını verdi. Ben tekrar: "Nur süresinin nüzülünden önce mi, sonra mı?" diye sordum. "Bilmiyorum!" dedi.

Hz. Ali (ra), kadını recmettiği zaman onu perşembe günü dövdü, cuma günü de recmetti. Ve şunu söyledi: "Ona Kitabullah(ın hükmü) ile celde, Resulullah (sav)'ın sünneti ile de recm tatbik ettim."

Yahudilerden bir kadınla bir erkek zina yaptılar. Birbirlerine: "Bizi şu peygambere götürün. Çünkü bir kısım hafifletmeler getiren bir peygamberdir. Bize recm dışında fetvalar verirse kabul eder, Allah indinde O'nun hükmünü kendimize delil kılarız ve: "Peygamberlerinden bir peygamberin bize verdiği fetvalarda amel ettik, hevamıza uymadık" deriz" dediler. Mescidde ashabıyla birlikte oturmakta olan Hz. Peygamber (sav)'a gelerek: "Ey Ebu'l-Kasım, zina yapan kadın ve erkek hakkında kanaatin nedir?" dediler. O, onlara tek kelime söylemeden Beyt-i Midraslarına geldi. Kapıda durarak: "Hz. Musa (a.s)'ya kitabı indiren Allah aşkına söyleyin, muhsan olan birisi zina yapacak olursa bunun Tevrat'taki hükmü nedir?" diye sordu. "Yüzü siyaha boyanır, eşek üzerine ters bindirilir ve dayak atılır." Hadiste geçen tecbiye: Zanileri, enseleri birbirine bakacak şekilde bir eşeğe bindirilip, bu halde sokaklarda dolaştırılmasıdır. Raivi devamla der ki: "Yahudilerden bir genç (bu cevaba katılmayıp) susmuştu. Resulullah (sav) onun suskunluğunu görünce sualinde ısrar etti. Bunun üzerine genç: "Madem ki sen bize Allah'ın adına yemin veriyorsun (gerçeği söyleyeceğim): "Biz Tevrat'ta recm emrini görüyoruz" dedi. Resulullah (sav): "Allah'ın emrini hafifletmenizin başlangıcı nasıl oldu?" diye sordu. (Genç) şu cevabı verdi: "Krallarımızdan birinin bir yakın akrabası zina yaptı. Kralımız, recmi ona tatbik etmedi. Sonra halka mensup bir aileden bir erkek zina yaptı. Bunu recmetmek istedi. Ancak adamın kavmi buna mani olup: "Sen yakınını getirip recmetmedikçe biz de adamımızın recmedilmesine müsaade etmeyeceğiz!" dediler. Bunun üzerine, aralarında şimdiki cezayı vermek üzere anlaşıp sulh yaptılar. (Bu açıklama üzerine) Resulullah (sav): "Ben Tevrat'taki ayetle hükmediyorum!" dedi ve onların recmedilmelerini emretti ve recmedildiler. Zühri (rh) der ki: "Bana ulaştığma göre şu ayet bunlar hakkında nazil olmuştur: "Şüphesiz ki Tevrat'ı biz indirdik. Ki onda bir hidayet, bir nur vardır. Kendisini (Allah'a) teslim etmiş olan (İsrail) peygamberleri, Yahudilere ait (davalarda) onunla hükmederlerdi..." (Maide 44). Resulullah (sav) onlardan biri idi."

Allah(c.c.) sizlerden ve cümle İslam aleminde ki bütün kardeşlerimizden razı olsun.

La ilahe İllallah Muhammed'ur Resulullah


Vintage vektörleri Freepik tarafından tasarlanmıştır.

Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Bu sayfadan alıntı yaparak veya kopyalayarak herşeyi kullanabilmeniz ticari ve gelir getiren amaçlar hariç herşey için serbesttir.

2012, Hadislerimiz.com