Peygamberimiz'in (sav) döneminden kutsal alıntılar.
Dikkat, bu websitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanmaktayız. Eğer çerezler hakkında bilgi sahibi değil iseniz daha fazla bilgi için buraya tıklayın.
Sizden kim namaza durursa, sakın çakıllara değmesin. Zira rahmet, ona karşıdan gelir.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Namazı hiçbir (harici) şey bozamaz, imkanınız nisbetinde defetmeye çalışın. Çünkü (bozmak isteyen) şeytandır."
Ravi, anlattığına göre, kendisini Zeyd İbnu Halid, Ebu Cüheym'in yanına gönderip: "Musallinin önünden geçen hakkında Resulullah (sav)'dan ne gittiğini sordurmuştur. Ebu Cüheym (ra) demiştir ki: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Eğer musallinin önünden geçen kimse, bu geçişi sebebiyle kendisine gelen günahı bilseydi orada kırk... kalması onun için, musallinin önünden geçmesinden daha hayırlı olurdu." Ebu'n-Nadr der ki: "Bilemiyorum! Efendimiz kırk gün mü dedi, kırk ay mı dedi, kırk sene mi dedi?"
Resulullah (bazan) bineğini (sütre) olarak öne koyar, ona doğru namazını kılardı. Bir diğer rivayette: "Aleyhissalatu vesselam devesine doğru namaz kılardı" denmiştir.
Resulullah (sav), kızı Zeyneb'in kerimesi olan torunu Ümame'yi omuzunda taşıdığı halde halka namaz kıldırırdı. Secdeye varınca çocuğu (yana) bırakır, kıyam için doğrulunca tekrar omuzuna alırdı.
Ravi halka imamlık yapıyordu. (Bir seferinde) ikamet getirilmişti. Bir adamın elinden tutup öne sürdü ve: "Resulullah (sav): "Namaz başlarken birinizin hela ihtiyacı gelirse, önce helaya gitsin!" dediğini işittim" dedi.
Hz. Ömer (ra), mescide geldiği vakit, cemaat namazı kılmış ise hemen farza başlardı, ondan önce başka namaz kılmazdı.
İmam Malik'e ulaştığına göre, İbnu Abbas (ra) Mekke-Taif arasındaki kadar, Mekke- Usfan arasındaki kadar ve keza Mekke-Cidde arasındaki kadar mesafede namazı kasrediyordu. Malik der ki: "Bu mesafeler dört berid'dir."
Anlatıldığma göre, Mekke'de namazı halka iki rek'at kıldırdı. Selam verince: "Ey Mekkeliler" dedi, "namazlarınızı dörde tamamlayan. Biz yolcuyuz (bu sebeple iki kıldık)."
Müslim'de gelen bir başka rivayette şöyle denmiştir: "Resulullah (sav) korku ve sefer hali olmaksızın öğle ve ikindiyi birleştirerek, akşam ve yatsıyı da birleştirerek kıldı." İmam Malik: "Ben bunu, yağmurlu günde yapılmış olacağını zannediyorum" demiştir.
Allah(c.c.) sizlerden ve cümle İslam aleminde ki bütün kardeşlerimizden razı olsun.