Peygamberimiz'in (sav) döneminden kutsal alıntılar.
Dikkat, bu websitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanmaktayız. Eğer çerezler hakkında bilgi sahibi değil iseniz daha fazla bilgi için buraya tıklayın.
Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kur'an'da mahir olan (hıfzını ve okuyuşunu güzel yapan), Sefere denilen kerim ve muti meleklerle beraber olacaktır. Kur'an'ı kekeleyerek zorlukla okuyana iki sevap vardır."
Anlattığına göre, geceleyin, (hurma harmanında iken) Kur'an'dan Bakara suresini okuyordu. Hemen yakınında da atı bağlı idi. Birden bire atı şahlandı. Bunun üzerine sükut ederek okumayı bıraktı. At da sükünete geldi. Üseyd tekrar okumaya başlayınca at yine şahlandı. Üseyd yine sükut edince at da sükünete erdi. Az sona yine okumaya başlayınca at da şahlanmaya başladı. Oğlu Yahya, ata yakındı. Ona bir zarar vermesin diye attan uzaklaştırmak için yanına gitti. Bir ara başını göğe kaldırınca bir de ne görsün! Gökte şemsiye gibi bir şey ve içerisinde kandilimsi nesneler var. Sabah olunca koşup gördüklerini Resulullah (sav)'a anlattı. Hz Peygamber (sav) kendisine: "O gördüklerin neydi bilir misin?" diye sordu. "Hayır!" cevabı üzerine açıkladı: "Onlar melaike idi. Senin sesine gelmişlerdi. Sen okumaya devam etseydin onlar seni sabaha kadar dinleyeceklerdi. Öyle ki, sabahleyin herkes onları seyredebilecekti çünkü halktan gizlenmiyeceklerdi."
Bir zat Kehf suresini okuyordu. Yanında da iki uzun iple bağlı olan atı duruyordu. Derken etrafını bir bulut kapladı. Ve bu bulut ona yaklaşmaya başladı. At da bu durumdan huysuzlanmaya, ürkmeye koyuldu. Sabah olunca adam Resulullah (sav)'a gelip vak'ayı anlattı. Hz. Peygamber (sav) ona şu açıklamada bulundu: "Bu sekinet idi, Kur'an için inmişti"
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kur'an okuyan mü'minin misali portakal gibidir. Kokusu güzel tadı hoştur. Kur'an okumayan mü'minin misali hurma gibidir. Tadı hoştur fakat kokusu yoktur. Kur'an'ı okuyan facir misali reyhan otu gibidir. Kokusu güzeldir, tadı acıdır. Kur'an okumayan facirin misali Ebu Cehil karpuzu gibidir, tadı acıdır, kokusu da yoktur."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizin en hayırlınız Kur'n'ı Kerim'i öğrenen ve öğretendir."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hafızasında Kur'an'dan hiçbir ezber bulunmayan kişi harab olmuş bir ev gibidir." (Tirmizi hadisin sahih olduğunu söylemiştir)
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetime verilen ücretler bana arzedildi. Bunlar arasında bir kimsenin mescidden kaldırıp attığı bir çöp için verilmiş olanı da vardı. Keza ümmetimin işlediği günahlar da bana arzedildi. Bunlar arasında, bir kimsenin lütf-i İlahi olarak öğrenip de sonradan unuttuğu bir sure veya ayet sebebiyle kazandığından daha büyüğünü görmedim"
Anlattığına göre, İmran, Kur'an okuyan, arkasından da buna mukabil halktan dünyalık taleb eden birisine rastlamıştı. "İnna lillahi ve inna ileyhi raci'un", deyip arkasından şu açıklamayı yaptı: "Hz. Peygamber (sav)'ın şöyle söylediğini işittim: "Kim Kur'an okursa (isteyeceğini) Allah'tan istesin. Zira bir takım insanlar zuhur edecek, onlar Kur'an okuyup, okudukları mukabilinde halktan (dünyalık) isteyecekler."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kur'an'ın haram kıldığı şeyleri helal addeden kimse Kur'an'a inanmamıştır."
Hz. Peygamber (sav), Ubey İbnu Ka'b (ra)'a uğradı. O namaz kılıyordu... devamını yukandaki gibi aynen kaydetti. Ancak şu ziyade var: "Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zü'l-Celal'e yemin ederim ki, Allah, Fatihanın bir mislini ne Tevrat'ta, ne İncil'de, ne Zebur'da, ne de Furkan'da indirmemiştir. O (namazlarda) tekrarla okunan yedi ayet ve bana ihsan edilen yüce Kur'an'dır." (Tirmizi hadisin sahih olduğunu söylemiştir. Nesai'nin yine Ebu Hüreyre'den yaptığı bir rivayette: "O (Fatiha süresi) benimle kulum arasında taksim edilmiştir. Kuluma istediği verilmiştir" ziyadesi vardır)
Allah(c.c.) sizlerden ve cümle İslam aleminde ki bütün kardeşlerimizden razı olsun.