Peygamberimiz'in (sav) döneminden kutsal alıntılar.
Dikkat, bu websitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanmaktayız. Eğer çerezler hakkında bilgi sahibi değil iseniz daha fazla bilgi için buraya tıklayın.
Bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Ben şehrin öbür tarafında bir kadına elledim, cima yapmaksızın onunla nefsimi tatmin ettim. Ve işte ben buradayım, istediğin cezayı ver" dedi. Hz. Ömer atılarak: "Allah seni örtmüş, keşke sen de kendini örtüp açıklamasaydın" dedi. Resulullah (sav) hiçbir cevap vermedi. Adam kalkıp gitti. Resulullah (sav) peşine bir adam göndererek onu çağırtıp şu ayeti okudu: "Gündüzün iki ucunda ve gecenin gündüze yakın zamanlarında namaz kıl. Doğrusu iyilikler kötülükleri giderir... Bu, öğüt kabul edenlere bir öğüttür" (Hud, 114). Bunun üzerine bir adam: "Ey Allah'ın Resulü bu hüküm sadece soru sahibi için mi (başkasına da şamil mi)?" diye sordu. Resulullah (sav): "Herkes için" cevabını verdi.
Andolsun ki sana Seb'ul-Mesani'yi ve Kur'an-ı Azim'i verdik (Hicr, 87) ayetinde geçen es-Seb'ul-Mesani, uzun süreler (tıvel)dir.
Güneşin kayması (düluku'ş-şems) anından gecenin kararmasına kadar güzelce namaz kıl (İsra, 78) ayetinde geçen düluku'ş-şems'ten maksad, "güneşin meyli" derdi.
Düluku'ş-şems tabirini, "İza fae'l'fey'u" diye açıklardı. (Bu da gölgenin batı cihetinden çekilip doğuya meyletmesidir. Bu da tam zeval dediğimiz öğle vaktini ifade eder. Güneş gökte tam tepededir ve artık batı cihetine meyletmektedir.) Ayetin devammda gelen "ğasaku'l-leyl" tabirini de, "gece ile gece karanlığının birleşmesi" diye açıklardı.
..Ey Muhammed namaz kılarken sesini yükseltme, gizli de okuma, ikisi ortasında bir yol tut (İsra, 110) ayeti hakında şu açıklamayı yaptı: "Bu ayet, Resulullah (sav)'a gizli (tebligatta) bulunduğu sırada nazil olmuştur. O zaman sesini yükseltince müşrikler işitiyor ve Kur'an'a onu indirene, onu getirene küfrediyorlardı. Allah Teala Hazretleri, "Namazını açıktan yapma." yani "açıktan, yüksek sesle okuma, ta ki müşrikler duymasın, ashabın işitmeyecek kadar da kısma" buyurarak ikisi arası, yani seslilikle sessizlik ortası bir yol tutmasını emretti."
Şu ayet dua hakkında nazil olmuştur: "(Ey Muhammed) namaz kılarken sesini yükseltme, gizli de okuma.." (İsra, 110).
Resulullah (sav) buyurdu ki: "Kim Kehf süresinin başından -bir rivayette; sonundan- on ayet ezberlerse Mesih Deccal'in şerinden emin olur."
Müslümanlar, Resulullah (sav) zamanında akşamla yatsı arasında nafile namaz kılıyorlardı. Bunun üzerine "Yanları yataklarından uzaklaşır, korku ve ümid ile Rablerine dua ederler..." ayeti nazil oldu. (Hasan Basri merhum: "Ayet-i kerime kıyamul-leyl yani gece namazı ile ilgilidir, o kastedilmektedir" demiştir)
İbni Mes'ud (ra)'a dedim ki: "Sizden kimse, cin gecesinde Hz. Peygamber (sav)'a refakat etti mi?" "Hayır, dedi, bizden kimse ona refakat etmedi. Ancak bir gece O'nunla (sav) beraberdik. Bir ara onu kaybettik. Kendisini vadilerde ve dağ yollarında aradık. Bulamayınca: "Yoksa uçurulmuş veya kaçırılmış olmasın?" dedik. Böylece, geçirilmesi mümkün en kötü bir gece geçirdik. Sabah olunca, bir de baktık ki Hira tarafından geliyor. "Ey Allah'ın Resulü, biz seni kaybettik, çok aradık ve bulamadık. Bu sebeple geçirilmesi mümkün en fena bir gece geçirdik" dedik. "Bana cinlerin davetçisi geldi. Beraber gittik. Onlara Kur'an-ı Kerim'i okudum" buyurdular. Sonra bizi götürerek cinlerin izlerini, ateşlerinin kalıntılarını bize gösterdi. Cinler kendisine yiyeceklerini sormuşlar. O da: "Elinize geçen, üzerine Allah'ın ismi zikredilmiş her kemik, olabildiği kadar bol etli olarak sizindir. Her deve ve at mayısı da hayvanlarınızın yemidir" buyurmuşlar. Sonra Resulullah (sav) bize şu tenbihte bulundu: "Sakın bu iki şeyle (kemik ve kuru hayvan mayısı) abdest bozduktan sonra istinca etmeyin, çünkü onlar (cinni olan) din kardeşlerinizin yiyecekleridir."
Onlar gecenin (ancak) az bir kısmında uyurlardı (Zariyat, 17) mealindeki ayet hakkında şu açıklamayı yaptı: "Onlar akşamla yatsı arasında namaz kılarlardır." Bir rivayette şu ziyade var: "Böylece yanları yataklarından uzaklaşır" (Secde, 16).
Allah(c.c.) sizlerden ve cümle İslam aleminde ki bütün kardeşlerimizden razı olsun.