Peygamberimiz'in (sav) döneminden kutsal alıntılar.
Dikkat, bu websitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanmaktayız. Eğer çerezler hakkında bilgi sahibi değil iseniz daha fazla bilgi için buraya tıklayın.
Bizim çarşımızda dini bilen kimseler satıcılık yapsın buyurmuştur.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cenab-ı Hakk, Kur'an-ı Kerim'i (güzel bir sesle açıktan okuyan bir peygamere kulak ver(ip sevabı bol kıl)diği kadar hiçbir şeye kulak ver(ip mükafaat ihsan et)memiştir"
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kur'an'ı okuyup ona sahip çıkan kimseye (ahirette): "Oku ve (cennetin derecelerine) yüksel, dünyada nasıl ağır ağır okuyor idiysen öyle oku. Zira senin makamın, okuduğun en son ayetin seviyesindedir" denir."
Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kur'an'da mahir olan (hıfzını ve okuyuşunu güzel yapan), Sefere denilen kerim ve muti meleklerle beraber olacaktır. Kur'an'ı kekeleyerek zorlukla okuyana iki sevap vardır."
Resulullah buyurdular ki: "Kur'an-ı Kerim okuyan bir kimse sonradan (terkeder ve okumayı) unutursa kıyamet günü cüzzamlı olarak Allah'a kavuşur."
Ben Mescid-i Nebevi'de namaz kılıyordum. Resulullah (sav) beni çağırdı. Fakat (namazda olduğum için) icabet edemedim. Sonra yanına gelerek: "Ey Allah'ın Resulü namaz kılıyordum (bu sebeple cevap veremedim diye özür beyan ettim). Bana: "Allahu Teala Kitabında: "Ey iman edenler, Allah ve Resulü sizi çağırdıkları zaman hemen icabet edin" buyurmuyor mu?" (Enfal, 24) dedi ve arkasından ilave etti: "Sen mescidden çıkmazdan önce, sana Kur'an-ı Kerim'in (sevabca) en büyük süresini öğreteyim mi?" dedi ve elimden tuttu. Mescidden çıkacağı sırada ben: "Sana en büyük sureyi öğreteceğim" dememiş miydiniz? dedim. Bana: "O sure Elhamdü lillahi Rabbi'l Alemin'dir (ki namazlarda tekrar tekrar okunan) yedi ayet (es-Seb'u'l-Mesani) ve bana verilen yüce Kur'an'dır" buyurdu.
Resulullah (sav) bana: "Ey Ebu'l-Münzir, Allah'ın Kitabından ezberinde bulunan hangi ayetin daha büyük olduğunu biliyor musun?" diye sordu. Ben: "O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur, O, Hayy'dır, Kayyum'dur (yani diridir her şeye kıyam sağlayandır) (Bakara, 225) -ki buna Ayet'ü'l-Kürsi denir- dedim. Göğsüme vurdu ve: "İlim sana mübarek olsun ey Ebu'l-Münzir! dedi."
Resulullah (sav) bir ihtiyaç sebebiyle, kendilerine Kurra denilen yetmiş kişiyi yola çıkardı. Süleym aşiretinden Ri'l ve Zekvan adında iki kabile, Bi'r-i Ma'une (Maune Kuyusu) denilen bir suyun yanında bunların önünü kesti. Hey'et bunlara: "Biz size gelmedik. Biz Resulullah (sav)'ın bir ihtiyacı için gidiyoruz" dediler. Ancak öbürleri bunları dinlemeyip öldürdüler. Resulullah (sav) (duruma muttali olduktan sonra) sabah namazlarından sonra bir ay boyu onlara beddua etti. Bu hadise namazda kunut okumanın başlangıcı oldu. Biz kunut yapmıyorduk." Abdülaziz İbnu Süheyb der ki: "Bir zat Enes (ra)'e Kunut'tan sorarak: "Bu, rükudan sonra mı yoksa kıraatin tamamlanmasından sonra mı?" dedi. Enes: "Hayır, kıraatin bitiminde" diye cevap verdi." Bir başka rivayette (Enes şöyle) dedi: "Resulullah (sav) bir ay boyu rükudan sonra (kunut yaparak bazı Arap kabilelerine beddua etti.)"
Bir başka rivayette: "Resulullah (sav) sabah namazından sonra bir ay boyu kunut yaptı" denmiştir.
Müslim'in bir rivayetinde: "Resulullah (sav), bir ay boyu sabah namazında rükudan sonra kunut yaparak Useyye (kabilesi)ne beddua etti" denir. Buhari'nin bir rivayetinde: "Kunut, akşam ve sabah namazındaydı" denir. Ebu Davud ve Nesai'nin bir rivayetinde: "Bir ay kunut yaptı sonra terketti" denir.
Allah(c.c.) sizlerden ve cümle İslam aleminde ki bütün kardeşlerimizden razı olsun.