Peygamberimiz'in (sav) döneminden kutsal alıntılar.
Dikkat, bu websitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanmaktayız. Eğer çerezler hakkında bilgi sahibi değil iseniz daha fazla bilgi için buraya tıklayın.
Resulullah (sav) Fetih günü buyurdular ki: "Fetihten sonra artık hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır. Öyleyse askere çağrıldığınız zaman hemen asker olun!" Resulullah (sav) sözlerine şöyle devam etti: "Allah, bu beldeyi semavat ve arzı yarattığı zaman haram kıldı. Burası, Kıyamete kadar Allah'ın haramıyla haramdır (onu insanlar haram kılmamıştır). Benden önce kimseye orada kıtal helal olmadı. Bana da günün bir müddetinde helal kılındı. Burası Kıyamete kadar Allah'ın haramıyla haramdır. [Allah'a ve ahirete inanan hiç kimseye, orada kan dökmesi helal değildir]. Ayrıca onun dikeni koparılmaz, av (hayvan)ı ürkütülme, buluntusu da alınmaz (yerinde bırakılır). Ancak ilan edip sahibini arayacak olanlar alabilir. Mekke'nin otu da biçilmez!" Abbas (ra) atılarak: "Ey Allah'ın Resulü! İzhir otu hariç olsun" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "İzhir hariç!" buyurdu.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Mekke'de silah taşımak hiç kimseye helal değildir."
Resululah (sav) Mekke'ye hitaben şöyle buyurdular: "Sen ne hoş beldesin. Seni ne kadar seviyorum! Eğer kavmim beni buradan çıkmaya mecbur etmeseydi, senden başka bir yerde ikamet etmezdim."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Harem'de mal ihtikarı orada işlenen bir zulümdür."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biliyor musun, senin kavmin Ka'be'yi yeniden inşa ederken Hz. İbrahim'in atmış bulunduğu temellere (tam riayet etmeyip) inşaatı kısa tuttu." Ben: "Ey Allah'ın Resulü" dedim, "inşaatı Hz. İbrahim'in temellerine oturtmayacak mısın?" dedim. "Kavmin küfre yakın olmasa mutlak yapardım!" buyurdu. İbnu Ömer (ra) dedi ki: "Hz. Aişe (ra)'nin, bunu Resulullah (sav)'ın işitmesine göre, ben Resulullah (sav)'ın, Hıcr'ı takip eden iki rüknün istilamını terketmesini Ka'be'nin inşaatının Hz, İbrahim (as)'in temelleri üzerine tamamlanmamış olmasıyla izah ederim."
Cabir İbnu Abdillah (ra)'ı işittim. Demişti ki: "Ka'be inşa edilirken Resulullah (sav) ve (amcası) Abbas taş taşımakta idiler. Bir ara Abbas (ra), Aleyhissalatu vesselama: "İzarını omuzuna koy da taşın incitmesine mani olsun" dedi. O da öyle yapmıştı. Bu hadise peygamberlik gelmezden önce idi. Birden yere yığıldı. Gözleri semaya dikilmiş kalmıştı. "İzarım! İzarım!" dedi ve derhal onu üzerine bağladı." [Bir rivayette şu ziyade var: "...Bayılıp düştü. Bundan sonra hiç üryan görülmedi."]
Resulullah zamanında Ka'be'nin (etrafında ihata) duvarı yoktu. İnsanlar Beytullah'ın etrafında namaz kılıyorlardı. Bu hal, Hz. Ömer zamanına kadar devam etti. Ömer (ra) etrafına duvar çektirdi. Bu duvarın boyu alçaktı. İbnu'z-Zübeyr yükseltti."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kabe'yi, Habeşlilerden bacakları ince bir adam tahrip edecektir."
Resulullah (sav) şöyle buyurmuştu: "Ka'be'yi yıkacak olan o ayrık iri ayaklı, güdük kafalı (koyu siyah) Habeşli'yi Ka'be'nin taşlarını birer birer söker halde görür gibiyim!"
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Habeşliler sizi terkettikçe onları terkedin. Zira, Ka'be'nin hazinesini sadece zü's-süvaykateyn (ince bacaklı olan kimse) çıkaracaktır."
Allah(c.c.) sizlerden ve cümle İslam aleminde ki bütün kardeşlerimizden razı olsun.