Peygamberimiz'in (sav) döneminden kutsal alıntılar.
Dikkat, bu websitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanmaktayız. Eğer çerezler hakkında bilgi sahibi değil iseniz daha fazla bilgi için buraya tıklayın.
Resulullah (sav) bana, avucum avuçlarının içinde olduğu halde, Kur'an'dan sure öğretir gibi teşehhüd'ü öğretti. "Tahiyyat, tayyibat ve salavat Allah içindir. Ey Nebi, selam, Allah'ın rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun. Selam bizim üzerimize ve Allah'ın salih kulları üzerine de olsun. Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, yine şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın Resulüdür." (Bir rivayette "Allah'ın salih kulları" ibaresinden sonra şöyle denmiştir: "Siz bu teşehhüdü yaptınız mı sema ve arzdaki bütün salih kullara selam vermiş olursunuz.")
Bir diğer rivayette: "(Teşehhüdden) sonra dilediği senayı yapmakta muhayyerdir" denmiştir.
Ebu Davud'un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Şehadet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve elçisidir" (dersiniz). Sonra her biriniz hoşuna giden duayı seçip onunla dua etsin."
Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "...bize onları öğretirdi veya şu duaları bize teşehhüdü öğrettiği gibi öğretirdi: "Allah'ım! Kalplerimizi birleştir, aramızdaki geçimsizliği düzelt. Bizi selamet yollarına şevket, zulümattan nura kavuştur. Bizi, çirkinliklerin açık ve gizli olanlarından uzak tut. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, zevcelerimizi ve çocuklarımızı hakkımızda mübarek ve hayırlı kıl. Tevbelerimizi kabul et, sen rahimsin, tövbeleri kabul edersin. Bizleri verdiğin nimetlere şakir, onlarla sena edici, onları kabul edici kıl, onları (ahirette de nasib ederek) hakkımızda tamamla."
Yine Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde: "Şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın elçisidir" cümlesinden sonra şöyle denir: "Bunu söyledin veya şehadeti ifa ettin mi, namazını ifa ettin demektir. Kalkmak istersen kalk, oturmak istersen otur."
Nesai'nin bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Resulullah (sav)'a, namaz kılınca: "Selam Allah'ın üzerine, selam Cibril ve Mikail üzerine olsun" derdik. Resulullah (sav): "Selam Allah'ın üzerine olsun demeyin. Zira Allah selam'ın kendisidir. Ancak şöyle deyin: "Tahiyyat... Allah içindir..."
Resulullah (sav) bize, Kur'an'dan sure öğrettiği gibi teşehhüdü öğretirdi. Şöyle derdi: "Tahiyyat, mübarekat, salavat, tayyibat Allah içindir. Ey Nebi selam, Allah'ın rahmet ve bereketi sana olsun. Selam bize Allah'ın salih kullarına olsun. Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın Resulüdür."
Tirmizi'de şöyle gelmiştir: "...Selam sana olsun, selam bize olsun." Yani her iki "selam" kelimesi de elif-lamsızdır."
...Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, tektir, şeriki yoktur. Muhammed de O'nun kulu ve Resulüdür.
Teşehhüdü, Kur'an'dan bir sureyi öğrendiğimiz gibi öğrendik. Şöyle ki: "Bismillah ve billah ettahiyyatu..." Bu rivayette, abduhu ve resulühü ibaresinden sonra şu ziyade mevcuttur: "Es-elu'l-lahe'l'cennete ve e'uzü bihi mine'n'nari. (Allah'tan cenneti istiyor, ateşten O'na sığınıyorum.}"
Allah(c.c.) sizlerden ve cümle İslam aleminde ki bütün kardeşlerimizden razı olsun.