Hadislerimiz

Peygamberimiz'in (sav) döneminden kutsal alıntılar.

Hoşgeldiniz, Hayırlı Geceler

Zühd Ve Fakrın Medhi Ve Bunlara Tesvik

Bir adam, Resulullah (sav)'a uğradı. Efendimiz, yanında bulunan bir zata: "Şu gelen kimse hakkında reyin nedir?" diye sordu. Adam: "O, halkın eşrafındandır, bu vallahi bir kıza talib olsa hemen evlendirilmeye; birisi lehine şefaate bulunsa, şefaatinin yerine getirilmesine layıktır" dedi. Resulullah (sav) sükut buyurdular. Derken az sonra bir adam daha uğradı. Resulullah (sav) yanındakine: "Pekiyi bunun hakkında reyin nedir?" dedi. Adam: "Ey Allah'ın Resulü! Bu, müslümanların fakir takımındandır. Vallahi, bu bir kıza talib olsa evlendirilmemeye, şefaatte bulunsa itibar edilmemeye, bir şey söylese dinlenilmemeye layıktır?" cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Bu, onun gibilerin bir arz dolusundan daha hayırlıdır?" buyurdu.

Resulullah (sav) efendimiz buyurdular ki: "Dünyada zahidlik, helal olanı haram etmek veya malı ziyan etmekle olmaz. Gerçek zahidlik, Allah'ın elinde olana, kendi elinde olandan daha çok güvenmen ve bir müsibete düştüğün zaman getireceği sevabı sebebiyle, onun devamına rağbet göstermendir." [Rezin şunu ilave etti: "Zira Allah Teala Hazretleri şöyle buyurmuştur: "Bu, kaybettiğinize üzülmemeniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmamanız içindir" (Hadid 23)]

Resulullah (sav) buyurdular ki: "(Ey Aişe! Cennette) benimle olman seni mesrur edecekse sana dünyadan bir yolcunun azığı kadarı kifayet etmelidir. Sakın zenginlerle sohbet arkadaşlığı etme. Bir elbiseye yama vurmadan eskimiş addetme." [Rezin şunu ilave etmiştir: "Urve dedi ki: "Hz. Aişe (ra), bir elbiseyi eskitip yamamadıkça ve içini dışına ters çevirip (bir zamanlar da öyle giyerek iyice eskitmedikçe) yenilemezdi. Bir gün kendisine, Muaviye tarafından gönderilmiş olan seksenbin (dirhem) geldi. Bu paradan, akşama tek dirhem kalmadı (hepsini tasadduk etti). Cariyesi ona: "Bana ondan bir dirhemlik olsun et alsaydın ya!" dedi. Hz. Aişe: "(Para varken) hatırlatmış olsaydın, isteğini yapardım" dedi."]

Resulullah (sav) şöyle dua ederdi: "Allah'ım, Al-i Muhammed'in rızkını belini doğrultacak kadar ver -Bir diğer rivayette- "yetecek kadar ver" buyurmuştur."

Resulullah (sav) şöyle dua etmişti: "Allah'ım, beni miskin olarak yaşat, miskin olarak ruhumu kabzet, kıyamet günü de miskinler zümresiyle birlikte haşret." Hz. Aişe (ra) atılarak sordu: "Niçin ey Allah'ın Resulü?" "Çünkü," dedi, "onlar cennete, zenginlerden kırk bahar önce girecekler. Ey Aişe! Fakirleri sev ve onları (rivayet meclisine) yaklaştır, ta ki Kıyamet günü Allah da sana yaklaşsın." [Diğer bir hadiste: "Beşyüz yıl" tabiri vardır, iki hadis şöyle cem'edilir: "Kırktan maksad hırs sahibi fakirin, hırs sahibi zenginden öne geçeceği müddettir. Beşyüzden maksad, zahid fakirin hırslı zenginden önce gireceği müddettir. Böylece hırs sahibi fakir, zahid fakirin yirmibeş derece üstünlüğüne nazaran iki derecelik bir üstünlüğe sahiptir. Bu kırkın beşyüze nisbetidir. Bu ve benzeri takdirler Resulullah'ın lisanında mücazefe veya tesadüfi olarak cereyan etmez. Bilakis idrak ettiği bir sır veya ilminin ihata ettiği bir nisbet sebebiyle söylenmiştir. Zira o hevadan konuşmaz]

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Fukaralar, cennete zenginlerden beşyüz yıl önce girerler. Bu (Allah'ın indinde) yarım gündür."

Bir adam Abdullah İbnu Amr (ra)'a sorarak dedi ki: "Biz muhacirlerin fakirlerinden değil miyiz?" Abdullah da ona sordu: "Kendisine sığındığın bir zevcen var mı?" Adam: "Evet" dedi. Abdullah: "Senin oturduğun bir meskenin var mı? Adam: "Evet!" deyince Abdullah: "Sen zenginlerdensin!" dedi. Adam: "Benim bir de hizmetçim var!" diye ilave edince, Abdullah: "Öyleyse sen krallardansın!" dedi.

Muhacirlerin fakirlerinden bir grupla birlikte oturmuştum. Bunlardan bir kısmı, bir kısmı(nın karaltısından istifade) ile çıplaklıktan korunuyordu. Bir kari de bize (Kur'an) okuyordu. Derken Resulullah (sav) çıkageldi ve üzerimizde dikildi. Resulullah'ın yanımızda dikilmesi üzerine kari okumayı bıraktı. Resulullah da selam verdi ve : "Ne yapıyorunuz?" diye sordu. "Ey Allah'ın Resulü!" dedik, "o karimizdir, bize (Kur'an) okuyor. Biz de Allah Teala'nın kitabını dinliyoruz." Bunun üzerine Resulullah (sav): "Ümmetim arasında, kendileriyle birlikte sabretmem emredilen kimseleri yaratan Allah'ıma hamdolsun!" dedi. Sonra, kendisini bizimle eşitlemek üzere Resulullah, ortamıza oturdu.Ve eliyle işaret ederek: "Şöyle (halka yapın)" dedi. Cemaat hemen etrafında halka oldu, yüzleri ona döndü. Ebu Said der ki: "Resulullah (sav)'ın onlar arasında benden başka birini daha tanıyor görmedim. (Herkes yeni baştan vaziyetini alınca) Resulullah şu müjdeyi verdi: "Ey yoksul muhacirler, size müjdeler olsun! Size Kıyamet günündeki tam nuru müjde ediyorum. Sizler cennete, insanların zenginlerinden yarım gün önce gireceksiniz. Bu yarım gün, (dünya günleriyle) beşyüz yıl eder."

Resulullah (sav) buyurdular ki: "(Mirac sırasında) cennetin kapısında durup içeri baktım. Oraya girenlerin büyük çoğunluğunun miskinler olduğunu gördüm. Dünyadaki imkan sahiplerinin cehennemlikleri ateşe gitmeye emrolunmuşlardı, geri kalanlar da mahpus idiler. Cehennemin kapısında da durdum. Oraya girenlerin büyük çoğunluğu da kadınlardır."

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bana zayıflarınızı arayın. Zira sizler, zayıflarınız sebebiyle yardıma ve rızka mazhar kılınıyorsunuz."

Allah(c.c.) sizlerden ve cümle İslam aleminde ki bütün kardeşlerimizden razı olsun.

La ilahe İllallah Muhammed'ur Resulullah


Vintage vektörleri Freepik tarafından tasarlanmıştır.

Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Bu sayfadan alıntı yaparak veya kopyalayarak herşeyi kullanabilmeniz ticari ve gelir getiren amaçlar hariç herşey için serbesttir.

2012, Hadislerimiz.com